Yumuşak Doku Tümörü

Kas, yağ, sinir, damar veya bağ dokusunda oluşan anormal kitlelerdir. Yumuşak doku tümörü, genellikle iyi huyludur. Ancak bazıları kötü huylu olabilir. Vücutta herhangi bir bölgede gelişebilir. Büyüyerek çevre dokulara baskı yapabilir. Erken teşhis önemlidir. Belirtiler arasında şişlik ve ağrı yer alır. Kesin tanı için biyopsi gerekebilir. Tedavi cerrahi ile yapılır.

Yumuşak Doku Tümörü Belirtileri Nelerdir?

Yumuşak Doku Tümörü Vücutta daha önce olmayan, zamanla büyüyen ve genellikle ağrısız olan bir şişlik veya kitle en sık rastlanan belirtidir. Bu kitle yavaş ya da hızlı büyüyebilir. Özellikle 5 cm’den büyük kitleler dikkatle değerlendirilmelidir. Başlangıçta küçük olan kitle zamanla büyüyorsa, bu durum tümörün aktif olduğunu gösterebilir. Hızla büyüyen kitleler, kötü huylu olma olasılığı taşıdığı için mutlaka doktora başvurulmalıdır. Her kitle ağrı yapmaz, ancak bazıları sinirlere veya kaslara baskı yaptığı için ağrıya sebep olabilir. Bu ağrı bazen sabit, bazen hareketle artan bir yapıda olabilir. Gece ağrısı da uyarıcı olabilir. Tümör, eklemlere ya da kaslara yakınsa, o bölgedeki hareketleri kısıtlayabilir.

Kol, bacak ya da sırt gibi bölgelerde bulunan yumuşak doku tümörü, o uzvun rahat hareket etmesini engelleyebilir. Sinirlere yakın yerleşimli tümörler sinire baskı yaparak o bölgede uyuşma, karıncalanma veya güç kaybına yol açabilir. Bu durum genellikle ilerleyen aşamalarda ortaya çıkar. Nadiren de olsa, tümörün olduğu bölgede cilt yüzeyinde renk değişikliği veya ısı artışı hissedilebilir. Bu belirtiler iltihabi veya damar kaynaklı tümörlerde daha sık görülür. Kötü huylu tümörlerde vücut genelinde halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı gibi sistemik belirtiler görülebilir. Bu belirtiler, genellikle tümör büyüdükçe ortaya çıkar ve ihmal edilmemelidir. Nadir olmakla birlikte bazı yüzeyel tümörler zamanla ciltte açılma yaparak yara haline dönüşebilir. Bu durum genellikle ilerlemiş ve tedavi edilmemiş vakalarda görülür.

Yumuşak Doku Tümörü Neden Olur?

Bazı kişiler doğuştan gelen genetik mutasyonlara veya kalıtsal sendromlara sahiptir. Bu mutasyonlar hücrelerin normal bölünme ve çoğalma mekanizmalarını bozar. Özellikle Li-Fraumeni sendromu, neurofibromatozis tip 1 gibi genetik hastalıklar, yumuşak doku sarkomları riskini artırır. Geçmişte alınan radyoterapi tedavileri, özellikle kanser tedavisi sonrası uygulanan ışın tedavisi, yıllar sonra tümörün gelişme riskini artırır. Radyasyon, hücre DNA’sına zarar vererek kontrolsüz hücre çoğalmasına neden olabilir. Bazı endüstriyel kimyasallar uzun süreli maruziyet durumunda hücre mutasyonlarını tetikleyebilir.

Ancak bu durumlar oldukça nadirdir ve net bir ilişki her zaman kanıtlanmamıştır. Organ nakli sonrası veya HIV/AIDS gibi bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklar, vücudun kanserli hücrelerle savaşma yeteneğini azaltır. Bu da yumuşak doku tümörü gelişimini kolaylaştırabilir. Her ne kadar direkt neden olduğu net kanıtlanmamış olsa da, bazı uzmanlar uzun süreli dokusal travmaların veya kronik inflamasyonun bazı tümörleri tetikleyebileceğini düşünmektedir. Özellikle iyi huylu lipomlar gibi yağ dokusundan gelişen kitlelerde bu durum gözlenebilir.

Yumuşak Doku Tümörü Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Yumuşak Doku Tümörü Tedavide en yaygın yöntem cerrahidir. Ameliyatla tümörün mümkün olduğunca tamamen çıkarılması hedeflenir. Bu işlem, tümörün boyutuna ve yerleşimine bağlı olarak farklı tekniklerle yapılabilir. Tümör vücudun yüzeyine yakınsa daha kolay çıkarılabilirken, derin dokularda bulunan tümörler daha karmaşık bir operasyon gerektirebilir. Cerrahi müdahale sonrasında veya bazı tümörlerde, tümör hücrelerinin yok edilmesi için radyoterapi kullanılabilir. Radyoterapi, yüksek enerjili ışınlarla kanser hücrelerinin öldürülmesini sağlar. Özellikle cerrahi olarak tamamen çıkarılamayan veya yeniden gelişme riski olan tümörlerde etkili olabilir. Bazı durumlarda, cerrahi işlem öncesinde de radyoterapi kullanılabilir. Yumuşak doku tümörü vakalarında, özellikle kanserli tümörlerde kemoterapi uygulanabilir.

Kemoterapi, vücutta kanser hücrelerini yok etmek için ilaçlar kullanır. Yumuşak doku kanserlerinin tedavisinde kemoterapi ileri evrelerde veya metastaz durumlarında tercih edilir. Bu tedavi, tümörün büyümesini engellemeye yardımcı olabilir. Hedefe yönelik tedavi, tümör hücrelerinin belirli genetik özelliklerini hedef alan ilaçların kullanımını içerir. Bu tedavi, kanserli hücrelerin büyümesini durdurmaya yönelik daha spesifik bir yaklaşım sağlar. Hedefe yönelik tedavi, kemoterapiden farklı olarak sağlıklı hücrelere daha az zarar verir. Bu da tedavi sürecini daha tolere edilebilir hale getirebilir.

maksimumweb.com

leave a comment

telefon
whatsapp